RADİKAL

Demirel'e bir formül bulmak

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin tartışmalar kısa bir süredir yatışmış gibi görünüyor.

Başbakan Ecevit’in konuyu liderler zirvesine getirmesi bekleniyordu ama ya Abdullah Öcalan konusunun çok uzamasından ya da henüz bilmediğimiz bir başka sebepten bu gerçekleşmedi. Dolayısıyla hükümetin yeni cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili stratejisi hâlâ belirsiz.
İzlenimim şu ki, Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin uzatılması bundan altı ay öncesine göre daha zor gibi görünüyor. Gerçi Türk siyasetinde rüzgârın nereden eseceğini kestirmek önceden mümkün de değil. Ama süre uzatımı gerçekleşecekse dahi bunun o kadar kolay olmayacağı da bir gerçek.
Süleyman Demirel hiç kuşku yok ki başarılı bir Cumhurbaşkanı’ydı. Toplumdaki siyasi eğilimler karşısında bağımsızlığını korumayı bildi, kendisinden önceki Cumhurbaşkanı Turgut Özal gibi Çankaya’da oturup parti ve hükümet yönetmeye heves etmedi. Bu özelliği önemli siyasi dönemeçlerde kendisinden beklenecek rolü de oynamasını kolaylaştırdı. Türk siyasetinin dar sokaklara sıkıştığı dönemleri bu sayede kazasız belasız atlatmak mümkün oldu.
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı döneminde Süleyman Demirel dış politikada Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil görevini de eksiksiz yerine getirdi. Hükümetin hareketsiz kaldığı birçok uluslararası sorunda öne çıkıp, inisiyatif almayı başardı. Türkiye’nin dış politikasında, ‘politikasızlık’ tehlikesinin belirdiği her anda (Örneğin Kosova gibi) yapılması gerekeni yaptı.
Geçmiş siyasi tecrübelerinin de yardımıyla özellikle Balkanlar ve Orta Asya’da adeta tek başına Türk dış politikasını yönlendirdi. Bu geniş coğrafyada Süleyman Demirel isminin nasıl bir nüfuz anlamına geldiğini görmemek mümkün değil.
Şimdi görev süresinin sonuna gelmiş olması özellikle bu bakımdan Türkiye açısından önemli bir avantajın kaybı anlamına da gelecek.
Ben kişisel olarak Anayasa’nın sırf bir aday bulmakta zorlanıldığı için değiştirilebilir bir konu olarak algılanmasını doğru bulmuyorum. Zannedildiğinin aksine TBMM’de bu görevi hakkıyla yerine getirecek çapta milletvekillerinin bulunabileceğine de inanıyorum.
Bulunması gereken formül Cumhurbaşkanı’nın görev süresini uzatmak değildir. Önemli olan Türkiye’nin ulusal çıkarları ve bölge barışı açısından Süleyman Demirel’in oynamakta olduğu rolü sürdürebileceği bir başka çözümün bulunmasıdır. Onun çok büyük bir başarıyla geliştirdiği kişisel ilişkilerinden yararlanmaya devam etmemizi sağlayacak bir formülün geliştirilmesidir.
Bugünkü siyasi tabloda bu yapılması çok daha kolay bir iş gibi görünüyor.