BÜKREŞ-Dün sabah Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le birlikte “bir günlük çalışma ziyareti” için Bükreş’e uçtum. Sabah gazetecilere dağıtılan çalışma programına bakıp da cumhurbaşkanının temposuna hayran olmamak mümkün değil.
Cumhurbaşkanının günlük programında, sabah 08.00’de “Köşk’ten Esenboğa’ya hareket” yazılıydı. Demek ki Demirel’in dün sabah en geç saat 07.00’de yataktan kalkmış olduğunu varsaymalıyız. Programın son maddesi ise “Köşk’e varış” olarak belirtilmişti ve o anda saat 22.30’u gösteriyor olacaktı. Hiçbir gecikmeyle karşılaşılmayacağını varsaysak bile cumhurbaşkanının tekrar yatağa gireceği saati en erken 23.30 olarak düşünebiliriz.
Yani dün Süleyman Demirel bir dakikası bile boş olmayan yoğun bir programı yürütürken tam 17 saat ayakta kaldı. Bu süre içinde konuşmalar yaptı, ikili anlaşmalar imzaladı, tıpkı Türkiye’deki gibi heyetler kabul etti.
Hepimiz biliyoruz ki cumhurbaşkanı artık genç bir insan değil. Ve bu programını dur durak bilmeden her gün uyguluyor. Bu yoğun programı izlerken içimden “Tanrı Demirel’i korusun” demek geliyor.
Türkiye ile Romanya cumhurbaşkanları her yıl iki kere karşılıklı olarak Ankara ve Bükreş’te bir araya geliyorlar.
Türkiye için Romanya’nın, Romanya için de Türkiye’nin ekonomik önemi büyük.
Romanya’da 100’ü büyük ölçekli olmak üzere 4.732 Türk şirketi var. Bunların kayıtlı sermayeleri 124 milyon doların üzerinde. Romanya yasalarında, kayıtlı sermaye dolar olarak alınıyor, ama şirket kapatılırsa geri ödeme ley üzerinden yapılıyor.. Bu yüzden şirketlerin büyük bölümü, kayıtlı sermayelerini olduğundan daha az gösterme yoluna gidiyorlar. Bu nedenle gerçek sermayenin bu rakamın çok daha üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Bunun dışında Romanya’da Türklere ait özelleştirme sermayesi 20 milyon doların üzerinde. Yakında da Yılsan isimli bir firma, Avrupa’nın en büyük gübre tesisini 50 milyon dolara satın alıyor. Bu, bugüne kadar Türkiye’den ihraç edilen en büyük özelleştirme sermayesi.
Türkiye Romanya’ya yatırım yapan yabancı ülkeler arasında sekizinci sırada yer alıyor. Hemen önündeki İngiltere ile arasındaki fark milyon dolarların konuşulduğu bir ortamda çok büyük değil. Türkiye bu pazarda dünyanın eski ve büyük emperyalist imparatorlukları ile mücadele ediyor.
İlişkilerin ekonomik boyutları büyüdükçe Romanya’daki Türk bankası sayısında da artışlar oluyor. Demirel’in dün Bükreş’te açtığı Demirbank, bu ülkedeki ikinci Türk bankası. Ziraat Bankası’nın bir şube açma hazırlığı son aşamasına gelmiş bulunuyor.
Romanya’nın Türkiye açısından ilginçliği sadece ekonomik ilişkilerle sınırlı değil. Bu ülkenin, henüz yedi yıllık geçmişi olan genç demokrasisi de ilginç bir deneyim olarak izlenmeli.
Romanya’da şu anda iktidarda bulunan koalisyon sekiz ayrı partinin oluşturduğu üç ayrı birlik tarafından kurulmuş. Söylerken bile insanın dili sürçüyor.
Parlamentoda ülkedeki azınlıklar da kendilerine ayrılan kontenjanlar aracılığıyla temsil ediliyorlar. Sayıları resmi olarak 50 bini, gayrıresmi olarak 100 bini bulan Osmanlı Türkleri ve Tatarlar da parlamentoda birer kontenjan temsilcisi bulunduruyorlar.
Azınlıklara böyle hoşgörüyle yaklaşan Romanya’dan başka acaba kaç ülke var yeryüzünde?