PARİS – Dün yola çıkmadan önce yazdığım yazıda 20. yüzyılın son büyük spor organizasyonunu izlemek üzere Paris’te olacağımı söylemiştim. Eksik söylemişim. Şu anda dünya tarihinin gördüğü en büyük medya organizasyonunun göbeğindeyim.
Ne Dünya savaşlarını sona erdiren anlaşmalar, ne Berlin Duvarının yıkılışı, ne Körfez Savaşı… 9 bin gazeteci, 100 televizyon istasyonu, 150 radyo istasyonu 12 Temmuz’da sona erecek 32 günlük bu organizasyonu dünyanın dört bir yanındaki 2 milyara yakın izleyiciye ulaştırmak için çalışıyor. Turnuvanın televizyon yayın hakları için ödenen paranın miktarı tam 37 milyar dolar. Bununla kaç tane GAP projesi yapılabileceğini siz hesaplayın.
Futbol heyecanının tıpkı olimpiyatlarda olduğu gibi dört yılda bir dünya çapına yayılması fikri bir Fransız’a, Jules Rimet’ye ait. Yıllarca kupa onun adını taşımıştı. Brezilya ‘Jules Rimet’ adına düzenlenen kupayı üç kez kazandığı için turnuvanın adı artık FIFA Dünya Kupası adını taşıyor.
Fransa’nın 10 değişik kentinde tam 64 maç oynanacak turnuva boyunca. Bu maçlar sırasında her kenti yaklaşık 350 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Bu rakam Dünya Kupası’nın aslında nasıl büyük bir turizm ve ticaret konusu olduğunu gözler önüne seriyor.
Turnuvaya katılan ülkelerin ulusal takımlarının kamp yaptıkları kentler de bu ticaretten payını elbette alıyor. Brezilya’nın kamp yaptığı Lesigny aslında 8 bin nüfuslu küçük bir köy. Bu küçük köy, kampı ziyaret etmek için gelen günlük ortalama 7 bin kişiyi ağırlıyor. Brezilya kampını takip eden gazeteci sayısı ise tam 500. Bu küçük köy bu büyük imkânı değerlendirmek için seferber olmuş. Otellerde, lokantalarda ve dükkânlarda çalışanlar aylarca kurs görüp Portekizce öğrenmişler. Turnuva bittiğinde hepsi bir lisan ve yüz binlerce frank kazanmış olacak.
Turnuva bu gece (siz bu yazıyı okurken artık ‘dün gece’ olacak) büyük bir festivalle başlıyor. Eyfel Kulesi yakınlarındaki Champs -de- Mars’da düzenlenen festival için şimdiden 10 bin bilet satıldı.
Elbette eğlence bununla sınırlı değil. Paris’in tüm ünlü gece kulüpleri, diskotekleri, barları, lokantaları sabaha kadar sürecek eğlence için rezervasyonlarını çoktan kapatmış durumda.
Her Dünya Kupası büyük futbolcuların dünya sahnesine çıktığı bir podyum oldu bugüne kadar. 1958, 1962 ve 1970 kupaları Pele’nin damgasını taşıyordu. 1974’te Cruyff ve Beckenbauer vardı. Maradona 1986 ve 1990’ın yıldızıydı. 1994’te artık estetik futbol oynayan dahilerin yerini Klinsmann, Ortega, Kulievert gibi isimler almıştı. Bakalım 1998 kimin yılı olacak?
FIFA’nın aldığı kararları hakemler cesaretle uygulayabilirlerse bu turnuva bol gollü ve çok yıldızlı geçecek diye ümit ediyorum.