RADİKAL

Yılmaz'dan beklenen

 Kutlu Savaş’ın tamamlayıp dün Başbakan Mesut Yılmaz’a teslim ettiği rapor ile Susurluk 0layı yeni bir döneme girdi.

Mesut Yılmaz, Susurluk kazasının ilk gününden beri devlet içindeki bu çete örgütlenmesinin açığa çıkarılmasının önemine işaret etti. Başbakan olunca da her ne pahasına olursa olsun bu olayı aydınlatacağına söz verdi. Bunun için bir kamu görevlisini büyük yetkilerle donattı.

Bugün elinde bulunan rapor, Yılmaz’ın halka verdiği sözlerden bir bölümünü tuttuğunun kanıtı. Şimdi sıra sözün tamamının tutulmasında: Devlet içinde oluşturulan çetenin yaptıklarının ve faillerinin açığa çıkartılıp, suçluların cezalandırılmasında….

Susurluk kazası, karanlık ilişkiler ağını ortaya çıkardığından beri “devletin üst kademelerine” hâkim olan bir hava var. Bu tavır “devlet bundan zarar görmesin” sözlerinde ifadesini buluyor.

Aynı tavrın Mesut Yılmaz’ı da etkilediği “devlet sırrı niteliğinde olan hiçbir şey açıklanmayacak” sözlerinden anlaşılıyor.

Peki devlet sırrı nedir? Demokratik bir hukuk devletinde bazı olayların devlet sırrı kapsamına alınıp, üzerinin örtülmesine kimler karar verebilir? Devlet adına iş yaptığını düşünen bazı kişiler, devletin yasalarını çiğneyip suç işlediklerinde, bu suçları “sır” perdesinin ardına saklamak, gelecekte başkalarına da aynı suçları işleme cesareti, vermez mi?

Sanıyorum önümüzdeki günlerde raporun kendisinden daha çok tartışılacak olan konular bunlar olacak. Çünkü Yılmaz, tabiatına da çok uyacak bir şekilde, gerçekten can alıcı bazı soruların cevaplarını kendine saklayacak, kamuoyunun zaten bildiği, gazetelerde neredeyse tefrika edilmiş “gerçekleri” bir kez daha açıklayacak.

Bunda da şaşılacak bir durum yok aslında. Çünkü zaten bir yandan Yılmaz’ın temsil ettiği siyasi görüş diğer yandan Yılmaz’ı iktidara getirip orada tutan dinamikler daha fazlasını yapmasına izin veremez.

“Devlet sırrı” kavramının durduk yerde ortaya atılmış olması tesadüf değil.

Bu nedenle hayal kırıklığına uğrayıp, “bu da boş çıktı” diye ümitsizliğe kapılmak da gereksiz.
Türkiye, geri döndürülemeyecek bir süreçte hızla ilerliyor ve “devlette hiçbir şey kaybolmuyor”. Bugün yazılıp bir kenara atılıveren raporların yarın doğru insanların elinde doğru işlerde kullanılacağına olan inancı hiç kaybetmemek gerekiyor.

Daha yolun başındayız. Gün döner, devran döner…