Yaşamının bir döneminde şiir yazmamış kaç kişi vardır Türkiye’de, bilemiyorum. Sayıları çok az olmalı diye düşünüyorum. Bu “bilgi” birinci elden gözlemlere dayanıyor, bunu da belirteyim.
Geçenlerde gazetelerden birinde Hülya Avşar’ın bir röportajını okudum. Aklımda şu sözleri kalmış: “Mutlu entelektüel yok. Hepsinin içi çürümüş.” Oldukça acımasız bir yargı.
Dünkü yazımda Güney Asya felaketzedelerine Türkiye’den toplanan yardımların azlığına dikkat çekip, “Bunu nasıl açıklamalıyız” diye sormuştum: Halkımızın çok fakir olmasıyla mı, yoksa giderek başkalarına yardım duygumuzu kaybediyor olmamızla mı? Sabah...
Körfez ve Bolu depremlerinin üzerinden kaç yıl geçti ki? Yitirilen yaşamların arkasından döktüğümüz gözyaşları, her şeylerini kaybeden insanların dramları hâlâ o kadar taze ki.. Bu yüzden Güney Asya’yı altüst eden...
Yerel seçim yenilgisinin CHP’de er geç bir “kurultay”a dönüşeceğini bekleyenler haklı çıktı. Mustafa Sarıgül’ün çıkışının böyle boyutlanabileceğini birçok kişi tahmin edememişti belki ama bir kez daha gördük ki siyaset “boşluk”...
Önceki hafta sonu İstiklal Caddesi’nde yürürken bir grup genç tarafından dağıtılan küçük kitapçıklar dikkatimi çekti. Hemen onlara doğru yürüyüp bir kitap da ben aldım.
Endonezya açıklarında meydana gelen deprem ve ardından ortaya çıkan “tsunami” faciası sanıyorum ki ülkemizde dünyanın başka birçok yerinden daha fazla etki yarattı. Binlerce vatandaşımızın canına mal olan Körfez ve Bolu...